Erdoğan Yabancı Diplomatları Kabul Etti
“Diplomasinin merkezinde insani özellikler olmalıdır”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insanlara has kin, öfke, küskünlük, husumet, haset gibi kavramların ülkeler arasındaki ilişkilerde, diplomaside kendine yer bulamayacağını belirterek, ''Şefkat, merhamet, sevgi, hoşgörü, adalet, hakkaniyet gibi insani özellikler de diplomasinin tam merkezinde bulunmalıdır'' dedi.
Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu'nda Türkiye'de eğitim gören yabancı diplomatları kabul etti.
Diplomatlara seslenen Erdoğan, Türkiye'de ve başkent Ankara'dan bulunmalarından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları söyledi:
''Bugün üzerinde bulunduğunuz topraklar. Tarih boyunca çok sayıda medeniyete beşiklik etmiş. Tarihte birçok ülkeye ev sahipliği yapmış toprakladır. Sizlerin de ilgisini çekeceğini bildiğim şu gerçeği hatırlatmak isterim; tarihte ilk yazılı uluslararası antlaşma Milattan önce 1280 yılında bir Anadolu Medeniyeti olan Hititler ile Mısırlılar arasında Nevşehir Kapadokya'da imzalanmıştır. Dünya tarihi, bilim ve sanat tarihi, medeniyet tarihi, Türkiye'nin tarihinden bağımsız şekilde anlaşılamaz, yazılamaz. Kavimler Göçü'nden tutunuz Roma'ya, Hristiyanlık tarihinden İslam tarihine, Haçlı seferlerinden Moğol istilasına kadar dünya tarihine yön veren bütün büyük olaylar burada sahne almıştır.''
Çeşitlilik, hoşgörü, diyalog, birbirine saygı ve bir arada yaşama kültürünün adeta Anadolu topraklarının hamurunu oluşturduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türkiye, aynı sokak içinde caminin, kilisenin, havranın yan yana ve özgürce faaliyet gösterdiği nadir ülkelerden biridir. Türk dış politikası işte bu tarihin, köklü medeniyetin ve bu hoşgörü kültürünün üzerine bina edilmiştir.
13. yüzyılda Konya'da yaşamış, eserleri bugünlere ve tüm dünyaya ulaşmış Mevlana'nın artık tüm dünyada adeta bir formül, klişe halini almış şu sözlerini aktarmak isterim, 'Gel her ne olursan ol yine gel' Mevlana böyle diyor. İşte bu topraklar, bizim gönül dünyamız, bizim devlet ve diplomasi geleneğimiz Mevlana'nın ve onun gibi bilginlerin tarihe ve coğrafyaya sığmayan engin fikirleriyle şekillenmiştir.''
''ADETA KÜLLERİMİZDEN YENİDEN DOĞDUK''
''Bizler yakın tarihimizde büyük savaşlar ve işgaller yaşadık'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Fakat adeta küllerimizden yeniden doğduk. Türk Kurtuluş Savaşı'yla bu isyan ve işgallere son vererek Cumhuriyetimizi kurduk. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilanın hemen ardında da tüm dünya ile diplomatik ilişkiler kurmaya başladık. Diplomatik ilişki kurduğumuz ülkeler arasında, savaştığımız ülkeler de vardı. Bunun en güzel örneklerini Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.
Her zaman ifade ettiğim bir gerçeği genç diplomatlar olarak burada sizlere de hatırlatmak isterim; ülkeler arasındaki ilişkiler insanlar arasındaki ilişkilerden farklıdır. İnsanlara has olan kin, öfke, küskünlük, husumet, haset gibi kavramlar ülkeler arasındaki ilişkilerde, diplomaside kendine yer bulamaz, bulmamalıdır. Çok daha basit bir ifadeyle tepede kin olmaz, tepede nefret olmaz. Şefkat, merhamet, sevgi, hoşgörü, adalet, hakkaniyet gibi insani özellikler de diplomasinin tam merkezinde bulunmalıdır. Yani uluslararasında hangi ülke olursa olsun azıcık da olsa kapı her zaman açık tutulmalıdır, olur ki bir gün bu kapıdan girmek gerekebilir. Hiçbir zaman kapılar, kapatılmamalıdır. Açık söylüyorum, bir diplomat dünyanın neresinde olursa olsun ölen, öldürülen çocuklara, masumlara, sivillere, 'yan hasar' olarak bakamaz, bakmamalıdır.''
Son birkaç hafta içindeki diplomasi trafiğine bakılarak Türkiye'nin dış politikasının fotoğrafının çekilebileceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, son haftalardaki ziyaret ve temaslarına ilişkin bilgi verdi.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev'in geçen hafta Türkiye'yi ziyaret ettiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, ziyaret çerçevesinde vizelerin kaldırılması da dahil olmak üzere 17 antlaşmaya imza koyulduğunu belirtti. Yunanistan'a, 10 bakan ve 300'den fazla iş adamıyla tarihi bir ziyarette bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Türkiye-Yunanistan ilişkileri bu bölgeyi takip eden kişiler tarafından çok iyi bilinir. Orada da komşumuz Yunanistan ile tarihinde olmayan ilişkilere imzamızı attık. Şöyle ki Cumhuriyet tarihinde Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde 35 antlaşma imzalanmışken biz bir günde 22 anlaşma imzaladık'' dedi.
İran'a yaptığı ziyarete ve imzalanan uranyum takasına ilişkin antlaşmaya da değinen Başbakan Erdoğan, ''Bu, yıllardır yaşanan bir sıkıntının adeta bir diplomasi zaferiyle noktalanmasıydı. Bundan sonraki süreçte Viyana Grubu'nun desteğine tabii ki ihtiyacımız var. Bu Viyana Grubu, ABD, Rusya, Fransa ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumundan oluşuyor. Şimdi onların iyi niyetle bu sürece desteklerini bekliyoruz. Zira İran'ın da bu noktada attığı adım gerçekten her türlü takdirin üzerindedir'' diye konuştu.
Uranyum takasına ilişkin şartları anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bu da aslında Sayın Obama ile kısa bir süre önce yapmış olduğum Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde de benden isteği durumunda olan bir konuydu. Nitekim bunu da kayıtlara düşmüş olduk'' dedi.
İran'dan geçtiği Azerbaycan'da, ikili ilişkiler başta olmak üzere ağırlıklı olarak doğalgaz ve Nabucco programını gözden geçirme fırsatı bulduklarını söyleyen Erdoğan, aynı gün gittiği Gürcistan ve İspanya'da gerçekleştirdiği temasları da hatırlattı.
İktidarda oldukları 7,5 yıllık süreçte hükümetin dünyayla sürekli içli dışlı olmak suretiyle içine kapanık değil dünyaya açık bir politika gütmeyi prensip haline getirdiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Geçmişte Ankara'ya mahkum bir siyaset anlayışı vardı Türkiye'nin. Şimdi ise bu tamamıyla kırıldı, aşıldı. Dünyaya açık bir siyaset, bir diplomasi anlayışını sürdürüyoruz'' dedi.
''KUCAKLAYICI BİR ANLAYIŞLA DAHA BAŞARILI OLURSUNUZ''
Bu süreçte AB ile katılım müzakerelerinin başlatıldığını, 48 yıl aranın ardından BM Güvenlik Konseyi'ne geçici üye olunduğunu, İspanya ile Medeniyetler İttifakı girişiminin hayata geçirildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliğinin ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığının Türkler tarafından yürütüldüğünü anımsattı.
''Bir çok kriz bölgesinde başta Orta Doğu olmak üzere barış için çaba harcadık, harcamaya devam ediyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, Suriye, Libya, Ürdün ve Rusya gibi bir çok ülkeyle vizelerin kaldırıldığını anlattı.
Değişen dünyada Türkiye'nin, küresel düzenin oyun kurucu bir aktörü olarak dış politikasında her zaman barış, adalet ve hakkaniyet mücadelesini öne çıkardığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Sizler de inanıyorum ki ülkelerinizin gelecekte önemli makamlarında, belki bürokrat, belki teknokrat, belki siyasetçi olarak yer alacaksınız, hepsi de sizin en doğal hakkınızdır, seçilmiş olarak da atanmış olarak da gelebilirsiniz. Bütün bu anlayış etrafında her zaman için kucaklayıcı bir anlayışı kendinize prensip edinmek suretiyle eğer insanlara yaklaşırsanız başarı oranınızın çok daha farklı, çok daha fazla olacağına inanıyorum. Dünya barışının tesisi yönünde büyük gayretler sarf edeceğinize inanıyorum.
Sözlerimi tamamlarken sizleri ülkelerinizin birer diplomatı olduğu kadar aynı zamanda Türkiye'nin birer dostu, adeta Türkiye'nin gittiğiniz ülkede birer misyon şefi olarak görmeyi arzu ederiz. Olur ya bir gün ülkelerinize yolumuz düşer. Yolumuz düştüğünde de sizlerle bir arada olmak, sizlerle ikili ülke müzakerelerini orada tekrar müzakere etmek bizlere nasip olabilir.''
Erdoğan, sözlerinin sonunda gençlere hayat boyu başarı ve sağlıklı bir gelecek diledi.
|